29 Eylül 2018 Cumartesi

Endüstri Mühendisliği Üzerine Küçük Bir Sohbet


Sosyal medyanın yaygın kullanımıyla eş zamanlı olarak sorgulanma sıklığını artırmış çoğu şeyin arasında olan bir soru:

Endüstri Mühendisleri ne iş yapar?


Madem bu konu, dalga konusu olacak kadar çok merak ediliyor o zaman sizlerle endüstri mühendisliğini tam olarak anlayabileceğimiz, soru işaretlerini ortadan kaldırabileceğimiz bir sohbet edelim.

Temel soruları derleyecek olursak;

1)    Endüstri mühendisliği nedir?
2)    Endüstri mühendisleri hangi sektörlerde çalışır?
3)    Neden firmalar kendi bünyelerinde endüstri mühendisleri çalıştırır?
4)    Ortalama bir üniversiteden mezun olsam dahi iş bulabilir miyim?
5)    Üniversitede ne tür bir eğitim alırım?
6)    Üniversitede görmüş olduğum dersler iş hayatında işime yarayacak mı?
7)    Endüstri mühendisi olmalı mıyım?

O halde ilk soruyla başlayalım;

1)    Endüstri mühendisliği nedir?

Endüstri mühendisleri ürün veya hizmet üreten kuruluşların verimliliğini yükseltmek maksadıyla; insan, makine ve malzemelerin etkili bir şekilde kullanılması için yöntem ve tekniklerin geliştirilmesi ve uygulanması ile ilgili konularda eğitim ve araştırma yaparlar. 
-Yani temel amaç neymiş?
-Verimlilik
-Verimlilik ne demek?
-Kısaca PARA
Evet evet doğru. Kim istemez aynı kaynaklarla daha fazla kazanmayı?

Endüstri mühendisleri sistem ve iş analizi yaparlar. İnsan ve üretim araçlarının en uygun şekilde yerleştirilmesi ile üretimin miktar ve kalitesini arttırmaya çalışırlar.

Aldıkları mühendislik temel bilimleri ve onun yanında işletme temelli derslerle birlikte işletmeleri analiz etmeye, sorgulamaya, karar destek sistemleri oluşturmaya yönelik bir meslek aslında. Dolayısıyla organizasyonun olduğu, insanın olduğu tüm yerlerde çalışabilen insanlardır endüstri mühendisleri.
Dolayısıyla ne iş yaptığını spesifik olarak net bir şekilde anlatmak biraz zor olur.

2)    Endüstri mühendisleri hangi sektörlerde çalışır?

Bankacılık Sektörü: 
Endüstri mühendisleri bankacılık sektöründe yoğun olarak görev almaktadırlar. Müfettiş, banka müdürü, genel müdür, KOBİ danışmanlığı ve satış pazarlama, iş analistliği gibi departmanlarda görev alırlar.

Yazılım sektörü: 
Lisans süresi boyunca aldığı yazılım ve programlama dersleri sayesinde endüstri  mühendisleri yazılım sektöründe çalışabilmektedirler. Yazılım sektöründe kodlarla uğraşan değil de bunların analizini yapan kişiler olurlar genelde. Kodların algoritmik temelini oluşururlar. Yazılım analisti, sistem analisti, yazılım testçisi...gibi bölümlerde görev alırlar.

Üretim Sektörü: 
Üretim sektörünün temel yapı taşlarından olan Üretim Planlama ve Kontrol, Satın alma, Tedarik, Kalite, Lojistik...gibi bölümlerde endüstri  mühendisleri kolayca yer alabilmektedirler.

Danışmanlık: 
Bu sektörde endüstri  mühendisleri iş analistliği gibi bölümlerde çokça çalışmaktadırlar.

Kamu Sektörü: 
Dışarıdan bakınca Endüstri mühendisi kamuda pek çalışamaz gibi görünse de kamuda yoğun olarak görev alırlar. Çeşitli bakanlıklar, belediyeler, TÜİK, DDK, DSİ...gibi kamu sektörlerinde endüstri mühendisleri yer almaktadır. 

3)    Neden firmalar kendi bünyelerinde endüstri mühendisleri çalıştırır?

Endüstri mühendislerini, işletmelere mühendislik tekniklerini uygulayan insanlar olarak yorumlamak daha doğru olacaktır.
Son yıllarda en çok yoğunlaştıkları alanlar; sistem analistliği, sistem mühendisliği.
Geliştirilen bir bilgi teknolojileri sisteminde ne özelliklerin olması gerektiği, kimlerin neleri yapması gerektiğini, yetkiler vb o sistemin bir bütün olarak çalışabilmesi için gereklilikleri belirleyen insanlar.
İşletmeler organizasyonlarda gerek aldıkları eğitim, mühendislik teknikleri, sayılarla aralarının iyi olması, karar verme, karar verme mekanizmalarını oluşturma ile ilgili oluşturdukları sistemler gerekse düşünce mantıkları hasebiyle daha fazla endüstri mühendislerini tercih ediyorlar.

4)    Ortalama bir üniversiteden mezun olsam dahi iş bulabilir miyim?

Bu soru aslında sizin kariyer hedeflerinize göre değişkenlik gösterebilir. Soru genel manasıyla "evet" olarak cevaplanabilir. Fakat iyi üniversitelerden mezun olmuş meslektaşlarınıza göre biraz geriden başlayacağınızı da söylemem gerekir. Bu açığı kapamak ise tamamen sizin elinizde. 
Dikkat etmeniz gereken temel şeyler olabilir. Örneğin; yurt dışında çalışmak isteyen biriyseniz daha az uğraşmak için diploma geçerliliği açısından akredite olmuş bir üniversite tercih etmeniz sizin açınızdan iyi olacaktır. 
Ya da ülkemizde çalışmak ama tanınmış ve kurumsal şirketlerde çalışmak istiyorsunuz diyelim. Bu konu referansınız olmadığı takdirde ilk yıllarınızda elde edeceğiniz bir şey olmayabilecektir güzel işlerde güzel tecrübeler kazanmadıkça. Bu yüzden bolca sabır gerekmekte.
Bunların dışında zaten sürekli kendini geliştiren, kendini kolayca ifade eden, çözüm üreten... mühendislere mezun oldukları üniversitenin sorulması küçük bir ihtimal olarak kalacaktır.

5)    Üniversitede ne tür bir eğitim alırım?

Endüstri mühendisliği lisans programının ilk iki yılında matematik fizik kimya gibi temel fen bilimleri dersleri, temel mühendislik dersleri ile birlikte bilgisayar programlama, teknik resim, ekonomi gibi dersler verilir. Programın son 2 yılında ise yöneylem araştırması, istatistik, iş etüdü, ergonomi, mühendislik ekonomisi, tesis planlaması, üretim yöntemleri ve planlaması, envanter ve kalite kontrol gibi temel endüstri mühendisliği dersleri ile çeşitli bölümlere özgü diğer dersler ve genellikle sistem tasarımı konusunda, benzetim modelleme konusunda bir proje dersi verilmektedir.

6)    Üniversitede görmüş olduğum dersler iş hayatında işime yarayacak mı?

Endüstri mühendisliği eğitiminde analiz etme, sorgulama, yorumlama, model oluşturma, modelle birlikte karar vermeye yönelik dersler bulunmaktadır.
Aldıkları derslerin temel amacı bir yapının, bir organizasyonun, bir sistemin nasıl çalıştığını anlama onu analiz edebilme, sorgulayabilme, geliştirebilme hatta bir model oluşturup uyumluluk gösterdiği takdirde sayılarla ifade edip en optimum kararı verebilme için uygulama yapabilmeyi sağlayacak mekanizmaları oluşturma olarak ifade edilebilir.
Dolayısıyla endüstri mühendisliği eğitimi ile kazanmış olduğunuz vizyon sayesinde iş yaşamına geçiş yapabileceksiniz.

7)  Endüstri mühendisi olmalı mıyım?

Lisede sayısalı(fen bilimlerini) okumak üniversite tercihlerinde nasıl size çok fazla tercih sunuyorsa aynı şeyi endüstri mühendisliği için düşünebilirsiniz.
Çok fazla sektör seçme şansınız olacağından aralarından bir tanesine ilgi duymanız ve o alanda gelişmeye karar vermeniz kaçınılmaz olacaktır.
Uzun zamandır geleceğin meslekleri arasında gösterilir endüstri mühendisliği. Bu anlamda hala bu yönünü korumaktadır. 
Ülkemiz ekonomik anlamda inişli-çıkışlı bir yapıdadır. Bu da sizi zaman zaman her meslekte olduğu gibi etkileyecektir. Fakat bunun dışında kendinizde mühendis olma ışığını görüyor ve severek yapacağınıza eminseniz tabi ki gönül rahatlığıyla endüstri mühendisi olmalısınız.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
“Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Micheangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki, gökteki ve yerdeki herkes durup, burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.”
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

17 Aralık 2017 Pazar

Geleceğe Umutla Bakabimek

  Çocukluğumdan beri Türkiye için değişmeyen tek şey varsa o da değişim falan değil "sürekli zor zamanlardan geçiyor oluşumuz".
     Peki bu dönemleri nasıl atlattık millet olarak?
-Üzülerek çok daha fazla üzülerek mi?
-Kötü sözler beddualar savurarak mı?
-Bizimle zıt düşünceleri olan insanları dumura uğratarak inciterek mi?
-Şimdinin modası; oturduğumuz yerden sırf sorumlu görünebilmek adına samimiyetsiz tweetler atarak, mentionlar yaparak, TT olarak, videolar fotoğraflar paylaşarak mı?

       Elimizden başkası gelmiyor ki!

Boşuna demiyoruz gelecek gençlerin elinde diye...
Sırtınızı büyüklere yaslayıp beklemeyin öyle, onlar bulsunlar çözümleri diye.
Mümkünse içiniz rahat olmasın.
Yansın dursun, fırtınalar kopsun içinizde.
Bir de biz görelim bakalım  gençlik ateşinizi , asıl kullanmanız gereken yerlerde...

-Okumuş cahiller olmayı bir bırakın  öncelikle.
-Tembellikten bir kurtulun artık. Sanıyorsun ki senin günde 12 saat uyuman,  3 5 saat internette gezmen, 5 6 saat kafelerde boş muhabbetler çevirmen  bir tek seni etkiliyor.
Bu ülkeyi kurtaracaksa senin çalışkan kişiliğin kurtaracak.
Öğrenen öğreten kişiliğin kurtaracak.
-Çalışmaktan yorulan bir nesil çıktı ortaya. İşin sadece parasında olan. Faydalı olmayı, bunu kendimize dert edinmeyi bıraktık artık.
-Herkesin severek yapacağı, en faydalı olabileceği işi yapıyor olması hayal oldu. Doktoru hastasının canına kast etmeye, mühendisi patronunu batırmaya, öğretmeni çocukları yürüyen banknotlar olarak görmeye çoktan başladı bile...

      Birlik olmayı ne çabuk unuttuk biz?

 Türkçülük-Milliyetçilik-Islamcılık  bölücülüktür dedik. Bunların  birleştirici unsur olduğunu unutarak, hiç bölünmediğimiz kadar bölündük. 

                         Amaçsız kaldık.

Beklemeyin bir liderin gelmesini bizlere bir amaç vermesini. Bu zamanda kendimizin lideri de yine kendimiz olalım bakalım. Üzerimizdeki şu ölü toprağını bir atalım. Kendi kendini her gün tart bakalım bir önceki günden bugüne ne kadar ilerlemişsin. Hayallerin bireysellikten ne kadar uzaklaşıp toplumsallığa yaklaşmış?

Sen bugün çevrende neyi eksik gördün ve kafanı çevirip geçmek yerine sorguladın? 

İçinde bunu değiştirebilme kudretini hissettiğin gün emin ol orda umut yeşerecek !

       İnan-Öğren-Öğret-Sorgula-Faydalı Ol

Öğrenmeye ecdadtan başla! Emin ol şu an yaşayan hiç kimse  sana onlar kadar faydalı olmayacaktır.

Ne iş yaptığın önemli değil! Önemli olan yaptığın işin en iyisi olabilme çabasında olman. 

Kendini küçümseme! Ataların yaptıysa sen daha iyilerini yaparsın.

Şimdi hep beraber kalkıyoruz. Üzülmeyi bırakıyoruz. Üzülmek yerine uzun vadede kelebek etkisi olacak bir şeyler yapmaya başlıyoruz. 

Bu dünyanın kötülerini bilginin gücüyle yeniyoruz!

Karanlıkların Aydınlıklara dönmesi dileğiyle...


Güleser Şimşek 

30 Ekim 2017 Pazartesi

Pahalı Düğün Merasimleri Üzerine İlginç Bir Yaklaşım


Yaşam tarzınıza, kültürünüze, evlilik yapınıza ve bütçenize uymayan bir düğün, sizin düğününüz değildir, tribünün düğünüdür.

3 saatlik bir düğün için 3 yıl borç ödeyip, evliliğin en taze yıllarını elinde hesap makinesiyle geçirmenin var mı bir mantığı?
İnsanlara güzel menüler, şık bardaklar, gelenlerin bile anlamadığı sırf elit görünmek için kültürüyle alakalı olmayan müzikler…
On binlerce Liralık düğün yapıp, iki gün sonra eşinin altınlarını bozmak zorunda kalmalar.
Kendin ol kardeşim;
3 saatlik bir düğünle kimsenin gözünde Level atlamazsın. Statün değişmez. 3 gün sonra aynı ortamda, insanların tanıdığı aynı insan olarak yaşama devam edeceksin.
Kendini hırpalamaya, birilerine kanıtlamak için olmadığın düzeyi yansıtmaya, kendini yetersiz görmeye ne gerek var?
Varsa, istiyorsan yaparsın.
Yoksa asla olmadığın karakteri, sahip olmadığın düzeyi, kaldıramayacağını yansıtma.
Seni seven, her halinle sever. Bir nikâh da yeter, sade bir davul zurna da. Olmadı kasetten bir oyun havası.
Sadece düğün mü?
Elbette değil.
Showroomda gördüğün koltuk takımlarını da alma hemen. Sonra evde kıpırdamak için yer bulamazsın.
Mesela varsın orta sehpan olmasın. Gıcığım ben orta sehpalara. Günde 1-2 kere kullanacağım diye niye 24 saat evin merkezini işgal eder ki?
Eskisi gibi kalabalık evlilikler yaşamıyoruz unutma. Evini çok sade döşe. Döşe ki, eşyalar değil, insanlar yaşasın.
Her odayı doldurmak zorunda da değilsin. Zaten 2 yılda dolacak. Erken doldurursan esas ihtiyaçların için aldıklarını atman gerekecek.
Geleneksel zevklere boyun eğme. İllaki perde halıyla, halı koltukla, elti gelinle uyumlu olmak zorunda değil.
Bana kalırsa insanlar eşyayı evlendikten sonraki 2 yıl içine yaymalı. Bilmediğin bir sistemde neye ihtiyacın olduğunu nerden bileceksin ki?
Bilemediğin için de tahmini alış-veriş yapacaksın( ya tutarsa).
Misafir için özel takımların olmasın mesela. Senin kullanmadığın hiç bir şeyi misafir kullanamaz.
Misafir odası, misafir yemek takımı, misafir masası. Misafir değersiz olduğu için değil, sen değersiz olmadığın için.
Evlenirken de evi döşerken de kendin olmaktan, vazgeçme. İnsanlar senin her haline alışıyor zaten.
Kasmaya, zorlamaya gerek yok.
Düğün ne gelinin ne de damadın değerini arttırır. Düğün kök ailelerin itibarı, davetlilerin eğlencesi, mekân sahiplerinin de gelir kaynağıdır sadece.
Düğünden sonra adeta kimsenin keşfedemediği yatırım atağı olarak altınları bozup araba da alma.
Evliliğin ilk iki yılı, kök ailene her şeyi de anlatma. Sonuçta sen eşinle barışırsın onlar hep yapılanla hatırlar eşini. Nefret ettirdiğin eşini, tekrar sevdirmek yine senin başına kalır.
Söylediklerini sonra kendin toparlamakla uğraşırsın.
Yaptığın az harcama ile evliliğine daha sakin kafa, daha enerjik, daha çok gezen daha çok tatil imkânı olan bir çift olabilirsin…
Serhat Yabancı
Aile Danışmanı

10 Eylül 2016 Cumartesi

Gezegenin En İyi Waffle'ı Nasıl Yapılır?


Malzemeler:

-1 su bardağı süt
-1 çay bardağı pudra şekeri
-Yarım çay bardağı sıvı yağ
-1 yumurta
-1 paket kabartma tozu
-1 paket vanilya
-Un

Hazırlanışı:

Yumurtayı ve şekeri köpürene kadar mikserle çırpıyoruz ne kadar çırparsak yumurta kokusu o kadar az olur. Yağı ve sütü ekleyip tekrar çırpıyoruz. Son olarak vanilyayı kabartma tozunu ekliyoruz. Unu yavaş yavaş ekleyerek akıcı (kek hamurundan daha akıcı) bir hamur elde ediyoruz. Waffle makinesi ya da tost makinesinin en sıcak derecesinde çok az yağ sürerek 1 kepçe hamur koyarak pişiriyoruz.

Üzerini zevkimize göre süsleyip sunuyoruz. Afiyet olsun...

Gezegenin En İyi Profiterolü Nasıl Yapılır?


Malzemeler:

- 2 su bardağı su
- 2 su bardağı un
- 250 gram margarin
- 6 adet yumurta

Kreması için:

- 5 su bardağı süt
- 6 yemek kaşığı un
- 3 çay bardağı şeker
- 2 adet yumurta
- 2 paket vanilin

Üzeri için:

1 paket hazır çikolata sosu ya da benmari usulü eritilmiş 80 gram bitter çikolata

Hazırlanışı:

Küçük bir tencereye 1 su bardağı suyu ve margarini koyarak kaynatın. Daha sonra 1 su bardağı unu ekleyerek iyice karıştırın. 2-3 dakika karışımı sürekli karıştırarak pişirin. Ocağı kapatarak 10-15 dakika hamurun soğumasını bekleyin. Hamur biraz dinlendikten sonra 3 adet yumurtayı hamura yedirmemiz gerekiyor ancak bu noktada önemli bir ayrıntı var. Yumurtaları teker teker hamura kırın ve birini iyice yedirmeden diğer yumurtayı kırmayın. Yumurtaları hamura iyice yedirdikten sonra yapışkan bir hamur elde etmiş olduk. Bu kısım biraz yorucu oluyor ama hamurun kabarması için iyice karıştırmış olmanız gerekiyor. Yumurtaları yedirdikten sonra hamuru 10 dakika dinlendirin.


Yağlanmış ya da yağlı kağıt serilmiş tepsiye, kaşık yardımı ile hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak aralarında 2-3 cm boşluk bulunmasına dikkat ederek resimdeki gibi dökün. Elinizle şekillendirmeye çalışmayın.


Daha önceden 180 derecede ısıttığımız fırına hamuru sürün. üzeri kızarana kadar yaklaşık 40 dakika pişiriyorsunuz.


Hamurlar piştikten sonra kremasını hazırlayın. Vanilya hariç diğer malzemeleri bir tencereye koyarak kremayı pişirin. Kremayı ocaktan aldıktan sonra vanilyasını ekleyerek karıştırın.
Profiterolün  pişen hamurlarını ikiye bölerek ya da varsa krema sıkma torbası ile içlerini krema ile doldurun ve tepsiye dizin.


Tüm profiterolleri doldurduktan sonra üzerine çikolata sosunu ya da benmari usulü erittiğiniz çikolatayı gezdirin. Afiyet olsun...

Gelmiş Geçmiş En İyi Film Serileri

1. Back to the Future (Geleceğe Dönüş) - (1985-1990 ABD)


Film 3 Seriden oluşmaktadır.

-Geleceğe Dönüş I 1985
-Geleceğe Dönüş II 1989
-Geleceğe Dönüş III 1990

2.Harry Potter - ( 2001-2011 İngiltere )




Film 7 Seriden oluşmaktadır.

-Harry Potter ve Felsefe Taşı 2001
-Harry Potter ve Sırlar Odası 2002
-Harry Potter ve Azkaban Tutsağı 2004
-Harry Potter ve Ateş Kadehi 2005
-Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı 2007
-Harry Potter ve Melez Prens 2009
-Harry Potter ve Ölüm Yadigârları Bölüm 1 2010
-Harry Potter ve Ölüm Yadigârları Bölüm 2 2011

3.Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi) - 
(2001-2003 Yeni Zelanda - ABD - Almanya )



Film 3 Seriden oluşmaktadır.

-Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği 2001
-Yüzüklerin Efendisi: İki Kule 2002
-Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü 2003

4.Hobbit ( 2012-2014 Yeni Zelanda - Birleşik Krallık - ABD )



Film 3 Seriden oluşmaktadır.

-Hobbit: Beklenmedik Yolculuk 2012
-Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları 2013
-Hobbit: Beş Ordunun Savaşı 2014

9 Eylül 2016 Cuma

Hayao Miyazaki'nin En Güzel Anime Filmleri


1. Castle in the Sky (Gökteki Kale) - (1986 Japonya)



Animasyon ustası Hayao Miyazaki'nin ilk dönem yapıtlarından olan Castle in the Sky büyülü bir kristale sahip Sheeta isimli bir kızın uzak bir gelecekteki hikayesini anlatıyor. Uçan bir şatoyu arayan bu kızın yardımcısı da Pazu adında genç bir oğlan olacaktır. Taşıdığı değerli taş sebebiyle de korsanlarla ve yabancı ajanlarla mücadele etmek zorunda kalacak Sheeta çok zor bir dönemece girmek üzeredir.

2. My Neighbor Totoro (Komşum Totoro) - (1988 Japonya)


Anneleri, isimlendirilemeyen ve uzun süreli bir hastalığa yakalandığında ona daha yakın olmak için yattığı hastanenin yakınındaki eski bir eve taşınmak isteyen iki küçük kız, bir profesör olan babalarını da ikna edip bu kırsal yere taşınırlar. Küçük kızlar Satsuki ve Mei zamanla evin içerisinde onlarla birlikte yaşamakta olan, bazı varlıkların olduğunu fark ederler. Bu varlıklardan bir şekilde kurtulduklarında, evlerinin karşısındaki ormanda karşılaştıkları büyüleyici varlıklar iki kardeşi büyülü bir dünyanın içerisine sürüklerler. 


3. Spirited Away (Ruhların Kaçışı) - (2001 Japonya)




Spirited Away yeni bir şehre vardıklarında yanlışlıkla terk edilmiş bir parka gelip, buradan perilerin, hayaletlerin olduğu bir yere geçiş yapan 10 yaşındaki Chihiro Ogino'un hikayesini anlatıyor. Anne ve babasının perili kasabanın yemeklerinden yiyerek domuza dönüşmeleri Chihiro'nun onları kurtarma macerasının başlangıcı olacaktır. Hayaletlerin dünyasında kendine bir yer edinmeye çalışırken aynı zamanda ortaya çıkma riski de vardır.

3. Howl's Moving Castle (Yürüyen Şato) - (2004 Japonya)



Şapka dikerek geçimini sağlayan Sophie kız kardeşinin evine giderken Howl adındaki bir büyücüyle karşılaşır. Howl'ı takip etmekte olan kötü bir cadı Sophie'nin şapkacı dükkanına gelerek onu lanetler ve Sophie ihtiyar bir kadına dönüşür. How'ın Sophie'yi yürüyen şatosunda himaye etmeye başlamasıyla, laneti bozmak için birlik olacaklardır.

4. Ponyo (Küçük Deniz Kızı Ponyo) - (2008 Japonya)



İnsani, insani olduğu kadar çevreci, sımsıcak bir animasyon olan Küçük Denizkızı Ponyo bu sanatın büyük ustası Miyazaki tarafından beyazperde'ye aktarıldı. Küçük ve sevimli bir Japon balığı olan Ponyo'nun büyük hayali insan olmaktır. Bu umutsuz hayali onu maceradan maceraya sürükleyecektir. Bu esnada beş yaşındaki bir oğlan çocuğu ile arkadaşlık etme fırsatı yakalar. Bu arkadaşlık küçük dişi balığın en büyük hayaline ulaşmasına yardımcı olur. Çevre ve deniz kirlenmesine dikkat çeken bu sevimli film Japonya 'da gişe rekorları kırmıştır. Şimdi, Türk sinemaseverlerin de beğenisine sunulan filmin çocuksu hikayesiyle naif kitleleri derininden etkilemeyi başardığı söyleniyor.

5. The Secret World of Arrietty (Aşırıcılar) - (2010 Japonya)



Mary Norton'un çok sevilen fantastik romanı The Borrowers'dan adapte edilen bu anime film, 2010 yılında, Tokyo'nun batısındaki Koganei'de geçiyor. Hikaye Borrower adı verilen, sadece 10 cm boyunda olan ve normal boyutlardaki sıradan insan evlerinin yer döşemelerinin altında yaşayan bir grup ufak insan etrafında şekilleniyor. Olaylar, 12 yaşındaki Sho'nun, annesinin çocukluğunu geçirdiği eve gelmesiyle başlıyor. Sho arabadan inerken bir kedinin çalıların arasındaki bir şeye saldırmaya çalıştığını fark ediyor. Kısa bir süre sonra, kendisi de bir karga tarafından saldırıya uğrayan kedi kaçıyor. Merak içindeki Sho çalılığa gidip kedinin neyin peşinde olduğuna bakarken 14 yaşında bir Borrower olan Arrietty'i görüyor.

6. From Up on Poppy Hill (Tepedeki Ev) - (2011 Japonya)



Gençlik yıllarını yaşayan Umi, beş kişilik ailesinin en büyük kızıdır. Babası Kore Savaşı sırasında kaybolmuştur ama Umi onun döneceğine dair ümidini kesmez ve babasının dönme ihtimaline karşılık her gün çift flamayı evlerinden sallamaktadır. Tam da bu günlerde bir lisede ortaya çıkan bir öğrenci hareketinin ortasında kalır, bir yandan genç Jun'a aşık olur. Ama aralarında ikisinin de tahmin etmediği farklı bir bağ ortaya çıkar. 

Endüstri Mühendisliği Üzerine Küçük Bir Sohbet

Sosyal medyanın yaygın kullanımıyla eş zamanlı olarak sorgulanma sıklığını artırmış çoğu şeyin arasında olan bir soru: Endüstri Mühendis...